yine çizme

onbeşlik topuklarıyla
yürüyor
öyle çarpık ve öyle edalı
baktım bacaklarından mı çarpıklığı
kırkbeş derece yatmış topukları
dedim düştü düşüverecek
ya kayar ayağı
ya dayanamaz ayrılır çizmesinden topukları
yine bir soluk söylesem dedim
dedi dur yine içimdeki
herkes bilmiyor mu kendi derdini?
sana n'oluyorsa sürekli

yeşil etekliği, mor çizmeleri.

kırık kulplu


kırık kuplu/kırık kalpli
olay mahalli oluversin işte..

hırs

(suyu koy..az daha..bas düğmesine) nasıl birşey acaba?hiç yapabilir miyim?(yok sapı kırık olan..bir..iki..üç.. kahve kreması boca et..)o kadar çok insan var ki..
öyle değilmiş gibi davranmak en kötüsü değil mi? bazen/şimdi olduğu gibi/ o kadar korkuyorum ki son derece hırslı olup dışarıya/yok dur kendime/değilmiş numarası yapmaktan..(su kaynadı. bir dakika beklet ki kıvamı tam olsun..)
çünkü kendi kendime öyle olmadığını söylüyorum/yalan olabilir mi?
birşeyi hiç hırs yapmadan sadece onu yapmaktan zevk aldığım için yapmayı o kadar.o kadar işte..
yine de diyor ki "sana delil lazımsa güneşten yüz çevirme"1
çevirme ki birgün eninde sonunda bir gün oluversin.
canı gönülden bilmek de birşey belki de..azıyla çoğuyla.

ona bir hediye alayım dedim. hayatımda tanıdığım nadir kendiyle bir sorunu olmayan ve dünyayı sana dar etmeyen insana. mandalina.
1 mesnevi

yakın

dedim haksız anne
çok haksız
dedim bana çok kızdı/ kimseye bana kızdığı kadar değil
dedi seni en yakını bilmiştir/içim parçalandı

en yakın bildiğime kızdım ben bu güne kadar
o bana kızmadı hiç
biriktirdim biriktirdim sade ona..
o hiç

işte

içim parçalandı ya diyiverince annem
fütursuzca öylece diyiverince yüzüme
geri açtım mesajı
dedim
ben burdayım sevgili arkadaşım
burdayım.

bulaşık

o hep evde..ev işlerinde kendi üstüne tanımaz.
ben dışarıda/ ne anlarım ki?
ondandır
beni bulaşık yıkarken görünce şaşırır.
bakışı önden bulaşığadır/bilmem ya ben: iyi yıkamamışımdır/ya da kesin sabunludur durulananlar hala.
inadına aldırmam laflarına
yıllardır bu evde bu işi ben yaparım tavrıyla..

pespembe

bana yazılmış bildiğim tek şey sürekli kızaran yanaklarıma ithafen;
"bir de baktım ki
gül açmış yanakları
kıpkırmzı bir çift gül
bir de baktım ki
karanfil açmış yanakları
pespembe bir çift karanfil
hangisi ki
gül mü ki
karanfilmi ki
koklasam mı ki......k o şt u m
.............................................................kokladım
biri karanfil kokuyordu diğeri gül"