boyalı tırnaklar

ojelerimin en sevdiğim hali
perişan, çıkmaya yakın hali

herkes deli

delilikle ilgili azıcık düşünüyorum bugünlerde. elimde değil düşündürtüyorlar..
bugün otobüste oturuyor biri pencereye dayamış yüzünü, cam buğulanmış ve ıslanmış, damla damla olmuş burnuna gelen yer..konuşuyor: hasan..hasan la hasan!..eskici hasan..5 milyonu aldı gitti..hasan..pantolon almaya gittim..aldı gitti parayı..allah belamı yalan yok..
dün otobüste bir adamın karşısına oturdum. sosis yersin..ne yiceksin..sonra yanımdaki uyu dedi ona. o da akşam uykularım iyi..uyuyorum dedi. kıskıs gülüyor ama sanki içinden de hay allah yine gülmeye başladım diyor. kontrolsüz sanki. ayağa kalktı..müsade eder misiniz?..sıkıldım ya!..merhabaa!..hah trafik yine başladı burada!..neden bu trafik neden?..42000 araba çıkıyor trafiğe..hadi ya! yürüyün artık! tımarhaneye gidicem..kıskıskıs..
bir de kendim varım. bunları ondan düşündürüyor aslında. sokakta kendi kendine konuşmakla bulunduğun durum arasında çok ince bir şey var, sen onun üstünde yürüyorsun. hasta yatıyorken ve televizyonda izdivaç programı..bir an geliyor tam anlatamıyorum öyle hissediyorum ki bıraksam, o an bıraksam deliricem. delirmek derken? diyebilirsin.. tam bilmiyorum sanki kafanı iki elinle kavrayıp, ağlamakla bağırmakla karışık krizler geçirmek gibi..sonra yerimde sakince oturup o hissi görmezden geliyorum...epeydir yok.