seni sevmek

bir arkadaşım dedi -diyeceğini dedin gerisi edebiyat diye. okuyorum şimdi Nancy yazmış.

(sana) "seni seviyorum" demek.
bunu samimiyetle söylediğimiz zaman en içten/en mahrem olana dair söylenebilecek olanı açıkladığımızı biliriz.

"seni seviyorum" mutlaktır.

sımsıkı tut sımsıkı


eğer kendimi bıraksam
yağmur olabilirdim yağardım
kasım'da çınar olurdum
yaprak yaprak dökülürdüm
kalbimi sıkı tutmasam

döküp saçıp boşalsam
içimde yükselen şiiri
kaldırımlara döküp harcasam

attila ilhan demiş. ne de iyi demiş.

ayrılık

ayrılmak gitgide giitgide giiiitgide zorlaşıyor.

kelebekler

yazık. bir kelebeğin kanat çırpmasına bile izin vermiyorum yüreğimde. arada bir kıpırtılarını hissedecek oluyorum. susturuyorum hemen. öylece duruyorlar sessiz sedasız.

keşke yalnız bunun için sevseydim seni*

bugün tatlı bir dükkana girdik. eğri büğrü yontulmuş kaya gibi kalpler var seramiklerdi kuvvetle muhtemel. üzerlerinde harfler. gözlerim senin baş harfini buldu hemen.
baktım
sana bakar gibi.
acaba ben nerdeyim diye düşündüm bir nice sonra. bakındım.

bugün, o dükkanda, adlarımızın başharfleri yanyana duruyordu.
keşke yalnız bunun için sevseydim seni*.

 *derdi cemal süreya olsa.
yine ciğerimin üstünde kaldın. yumruk gibi. nefes alamıyorum. seni aramak düştü gönlüme. arasam şimdi bir hafiflerim biliyorum. arkadaşlarımı arayayım diyorum. yok. sadece sesini duymak için arasaydım. aslında bişey demicektim sadece aradım.

benim yerime de ağla

gozyaşının gözünden çıktığı anı gördüm az önce ağır çekimde gibi döküldü. sildin. hala ağlıyorsun. ben de ağlasam dedim. sessozce gözümden dökülse rahatlasam belki. 
seni tam bir gündür görmüyorum. sanki asır olmuş.

aşk

dün mavi ışığın altında. masmavi öyle vuruyor yüzüne. o kadar güzel gülümsüyordun ki uzakta. durdum. baktım.
mavi ışıkların altında
farketmediğin bütün o anlarda etrafında dolanır durur aşk.